Fiat'ın en ses getiren modellerinden biri, şüphesiz ki Fiat 500'dür. 1957'de ilk kez üretilmesinin ardından 2007'de tekrar tüketici ile buluşan bu minik canavar, Dünya'nın en şirin otomobili seçilmesinin üstünden geçen onca zamanda oldukça değişmiş.
Otomobile dair ayrıntılar işin ustasına bırakırken birkaç şey eklemek istiyorum sadece. Her ne kadar bana çirkin gelse de, Fiat 500 kesinlikle ikonik tabir edebileceğimiz bir araç. Geçirdiği değişime rağmen yakaladığı başarılı retro çizgi, opsiyonları ile birleştiğinde oldukça renkli seçenekler vaat ediyor.
Sürüş keyfine söyleyecek sözüm yok. Bahsettiğim versiyon, 1.4 litre motoru ve 100 hp gücü ile umduğumdan başarılı bir performans sergiliyor. Hatta egzoz sesinin hastası oldum ben! :) Ancak tabii ki bir performans aracı değil. O keyfi yaşayabilmemiz için Fiat Türkiye'nin Abarth versiyonlarını getirmesi gerekiyor.
Kişiselleştirmek istediğiniz ayrıntılar için pek çok seçenek sunan Fiat 500 küçük araç sevenler için yaratılmış. Yolculuk yapacağınızı düşünün. 2 kişi iseniz sorun yok ama 3. bir kişiyi ve eşyasını sığdırmak istediğinizde konfor uçup gidiyor. Yatabilen koltuklara rağmen, o yolculuk çetin geçeceğe benziyor. Bir de benim gibi, coupélerde arka koltuğa indi bindi derdini sevmeyenlerin iş gözünde büyüyor.
İkinci şikayetim ise elbette fiyat. Fiat 500 tüm şirinliğine ve ikonik tasarımına rağmen, pahalı. Bu ücreti veren müşterinin azlığı, otomobilin hakettiği ilgiyi görememesinin fiyatla ilgili olduğunu düşündürüyor.
Geçtiğimiz haziranda, Fiat 500'ün üzeri açılabilen kardeşi Fiat 500C'nin lansmanına katılmıştım. Otomobili beğensem de, o fiyatlarla işinin zor olduğunu düşünmüştüm. Ancak Fiat, benim gibi düşünenlerin farkına varmış olacak ki bir kampanya yaparak Fiat 500 fiyatına Fiat 500C satışlarına başladı. Bir tek bununla da kalmadı tabii! Eğer ilginiz varsa, Fiat'ın temmuz ayı fırsatını kaçırmayın derim ben. Kampanyalara buradan göz atabilirsiniz :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder