Yazmak için beynim kaşınırken, fikrim parmaklarımdan sayfaya akmayı
reddediyor. Yarım kalmışlık hissim öyle baskın ki, baş ağrımı
tetikliyor. Önümde uzun bir gece, yapılacak onca şey varken, içime
tuttuğum aynadan sadece bir "hiç" yansıyor. Bu kez gerçekten 'yok bir
şey'...
Ok, yaydan çıkmak istiyor ama hedef yok. Neyi, neden
vuracağımı; neyi, nasıl yazacağımı toparlayamıyorum. Böyle bir mutsuzluk, huzursuzluk ve derin bir moral
bozukluğu içindeyken üretememeyi çok garipsiyorum. Basit, yalın, net
olarak aktığım satırlarım boş kalıyor uzun zamandır...
Cennette oruç
tutmak gibi yaşamak şu an. Ayağıma gelen fırsatı tepiyorum.Anafor ile metafor arası, mesaj kaygısız bir-iki
cümleye niyetleniyorum ki rahatsız bir uyku bastırıyor. Daha fazla bakmaya gerek yok;
ayna, bana umut dışında bir şey göstermiyor.
Oyle zamanlardan geçiyoruz ki, moda yazmak bana anlamsız geliyor...